Mindfulness Tutumları ile İyi Hisset!

Mindfulness Tutumları, bize hayat yolumuzda ışık tutan, adımlarımızı nezaketle bilgece atmamıza yardımcı olan birkaç tutumdan oluşur. Bu tutumların kişilerin hayatına birçok katkısı bulunmaktadır. Bu yazımızda size kısaca Mindfulness kavramından bahsettik ve bu tutumları detaylı anlattık.

Mindfulness Ne Demek?

Mindfulness terimini daha önce hiç duydunuz mu? En kısa şekilde ifade etmek istersek ‘bilinçli farkındalık’ diyebiliriz. Zihniniz, o anda yaptıklarınıza ve içinde hareket ettiğiniz alana odaklıdır. Günlük hayatta genelde zihnimiz farklı yerdedir. Düşüncelerimiz uçar, şimdiyle teması kaybeder. Geçmişi düşünerek üzülür ya da gelecek hakkında endişe etmeye başlar. Mindfulness yani farkındalık hali tam olarak mevcut olma, nerede olduğumuzun ve ne yaptığımızın farkında olma ve çevremizde olup bitenlere odağımızı getirme halidir. Mindful yaşam tarzıyla tanışmanız bu alanda uzmanlaşmış psikolog, eğitmenler ve terapistler eşliğinde çok daha kolay olacaktır. Uzman kadrosu ile çeşitli mindfulness meditasyonları sunan Anbean App, size bu yaşam tarzını benimseme yolculuğunda size destek olabilir!

Mindfulness Tutumları Nelerdir?

Farkındalık kazanma sürecinde “mindfulness tutumları” oldukça önemli yer tutar. Bize yol gösterici olur. Bu 9 tutumla beraber mindful düşünme tarzına daha hâkim olabilirsiniz. Bu sebeple mindful tutumları sizler için anlattık.

Yargılamamak

    Farkındalık, kendi deneyiminize tarafsız bir tanıklık duruşunu kabul ederek geliştirilir. Hayatımızda çoğu zaman fark etmeden bile olsa birçok açıdan kendimizi yargılarız. Örnek olarak, nefes alışınızı izlemek için pratik yaptığınızı varsayalım. Belli bir noktada zihninizi “Bu sıkıcı” veya “Bu işe yaramıyor” veya “Bunu yapamam” gibi bir şey söylerken bulabilirsiniz. Hatta “yeterince iyi nefes almıyorum”, “duruşum yeterince iyi değil” şeklinde düşünebilirsiniz. Bunların her biri birer yargı cümlesidir. Oysa ki biz yargılamadan, olduğu gibi kabul etmeye çalışma isteriz. Aklınıza geldiklerinde, onları yargılayıcı düşünme olarak fark edebilmeniz çok önemlidir. Yargıyı tanımadan bu konuda geri adım atamayız. Yargılamamızı sadece mindfulness pratiği süresince bile askıya almak, bize yargılarımıza daha yakın olma fırsatı verir. Onları daha iyi tanımak ve uzaktan izlemek için fırsat  buluruz.  Daha sonra yargılarımızın esiri olup olmamamayı seçme  elimize geçen diğer şans olacaktır.

Kabul Etmek

   Kabul, bir şeyi olduğu haliyle kabul etmek demektir. Her şeyi olduğu gibi kabul etme eylemi çok aktif bir süreçtir, pasif bir teslimiyet söz konusu değildir. Kabul unutmak veya affetmek demek değildir. Kavga etmeden, o urumla boğuşmadan, sadece olduğu gibi olmasına izin vermek ve ona yer açmak demektir. Kendimizle ilgili durumları da inkâr etmemeyi içerir kabul; bu yüzden de aslında cesaret gerektirir. Kabullenmenin ilginç olan tarafı şudur ki; yalan söylemek veya kendimizle savaşmak için kullandığımız tüm o enerjiden vazgeçmek, bazen durumun kendiliğinden değişmesini ve çözülmesini sağlayabilir. Çünkü kabullenme ile birlikte yeni iç görüler kazanırız. Belli olayların üstesinden gelmede de enerjimizi bu iç görüyle kullanmış oluruz.

Sabır

  Sabır, bir bilgelik biçimi ve mindfulness öğreti ve uygulamalarının temellerinden biridir. Örnek ile anlatmak gerekirse; bir tırtılın kozasını oluşturması, içinde beklemesi ve sonunda kelebek olarak çıkması belli bir sabrı gerektirir. Bir kelebek hiç kozasından erken ayrılır mı? Gelişimi ve dönüşümü için sabır göstererek doğru zamanın gelmesi için bekler. Sabır tutumu da bizlere hayatı tıpkı bir kelebek gibi sabırla karşılamamızı söyler. Gelişmiş bir farkındalık halinin, tek gecede tek bir meditasyonla ortaya çıkmasını beklemek mümkün olur muydu? Sadece meditasyondan da ibaret olmayarak, hayatın her alanında aynı tutumla ilerlememizi öğretir bize mindfulness. Mindful yaşam tarzı daha sakin ve dengeli olmayı içerir. Sabır, bazen olayların kendi zamanlarında ortaya çıkması gerektiğini anlamamızı sağlar. Vaktinden önce kelebeği kozasından çıkarmak, tahmin edebiliriz ki kelebek için iyi olmayacaktır.

Yeni Başlayan Zihin

   Gerçekliğimizin en önemli şeylerinden biri sürekli değişim içinde olmaktır. Çocukluğumuzla ya da 10 sene öncesiyle aynı kişi değiliz ve bundan 10 sene sonra da şu ankiyle aynı kalmayacağız. Ancak genelde içinde bulunduğumuz gerçekliğe sabitmiş gibi bakma eğilimdeyiz. Kendimizi ve başkalarını, bizim ve onların bildiğimizi düşündüğümüz geçmişiyle değerlendiririz. Çoğu zaman ‘bildiğimiz’ şeyler hakkındaki düşüncelerimiz gerçeği görmemizin önünde engel oluşturabilir. Oysa daima değişiriz. Mindfulness ile birlikte şimdiki anın zenginliğini görebilir, ‘acemi zihni’ geliştirebiliriz. Yani her zaman yeniden başlayan ve her şeyi ilk kez görmeye istekli bir zihin… Bunu kendimiz ve başkaları üzerinde uygulayabilmek size huzur getirecektir. Her şeyin böylelikle yükselip alçaldığını ve üzerinde çok az kontrolümüz olduğunu biliriz. Böylece gevşeriz ve olanları daha çok fark etmeye başlarız. Etrafınızdaki her şeyi sanki ilk kez görüyormuşçasına merakla incelemeyi, fark etmeyi denediniz mi hiç? Bu yazıyı okumak, belki de bunu denemek için bir fırsat olabilir.

Güven

    Kendinize ve duyularınıza temel bir güven geliştirmek, mindfulness tutumlarının ayrılmaz bir parçasıdır. Yol boyunca bazı “hatalar” yapsanız bile, rehberlik için her zaman kendi iyidir. Ayrıca hatalarımız bize kılavuz olur. Herhangi bir anda bir şey size doğru gelmiyorsa, neden duygularınıza güvenmeyesiniz ki? Kendinize, kendi temel bilgeliğinize ve iyiliğinize güvenme tutumu, meditasyon uygulamasının tüm yönlerinde çok önemlidir.  Vücudumuzda mükemmel bir şekilde gerçekleşen pek çok şey var. Nefes almamızın kendi kendine gelişmesine güvenebiliriz. Ciğerlerimiz nefes almaya devam eder, metabolizmamız bizi hayatta tutar… Midemiz yemek sonrasında yeterince doyduğunda bizi uyarır. Yorgun düştüğümüz bir gün sonrasında bedenimiz sinyal verir. Duyularımıza güvenmek, ihtiyaçlarımızı dinlemek bize birçok konuda ışık olacaktır.

Çabalamamak

Bazen hedeflerimize ulaşmamızın en iyi yolu, çabalamaktan vazgeçmek ve bunun yerine her şeyi olduğu gibi görmeye ve kabul etmeye dikkatlice odaklanmaya başlamaktır. Kulağa ilginç geliyor değil mi? Bu, o hedefler uğruna herhangi bir çaba göstermemek ve uğurlarında emek harcamamak anlamını taşımıyor. Sadece bir de durumu olduğu gibi olmasına izin vererek, onu bir de bu yönden fark etmekten geçiyor. Sabır ve düzenli uygulamayla birlikte hedeflerinize doğru hareket zaten kendiliğinden gerçekleşecektir. Bu tutumun en büyük paradoksu hiçbir şey yapmadan birçok sorunu çözebilmesidir. Aslında bir şey yapıyorsunuz tabii; probleminizi gözlemliyorsunuz. Bunu yargılamayarak, kabul ederek ve sabırla nasıl ortaya çıktığını izleyerek yapıyorsunuz. Ancak normalde yaptığınızın aksine, sorunun çözülmesi için çabalamıyorsunuz. Burada yaptığımız şey nihai sonuca değil, sürece odaklanmak. Süreçle beraber büyüyüp olgunlaşmak. Böylece farkındalığımız artacak ve aslında problemi daha gerçek haliyle görmeye başlayacağız.

Bırakmak

   Bırakmak, farkındalık yolunda önemli adımlardan biridir. Genel olarak içsel deneyimlerimize odaklanma eğilimindeyiz. Zihnimiz tutunmak istediği duygular, düşünceler ve durumlar içerisinde kaybolabilir. Bazen bu duygu, düşünce ve durumları  uzatırız, esnetiriz ve tekrar tekrar canlandırıp yaşarız. Ya da bunlardan kaçmaya ve onlar hakkında düşünmemeye çalışırız. Ancak belli bir olayı düşünmeme üzerinde odaklanmak onu sadece daha çok düşünmenize sebep olur.  Biz bastırdıkça, o düşünce daha baskın gelir. Yaşadığımız olayların akıp gitmesine izin vermek, onları öylece bırakmak süreci çok daha kolaylaştırır. Yaşamımızda başımıza gelenleri deneyimlemeli ve daha sonra gidebilmesine izin vermeliyiz. Çünkü artık bunlar bizim sadece anılarımızdır. Bırakmak, vazgeçmek demek değildir, sadece olanı olduğu gibi gerçekliği ile kabul etmek demektir. “Elimden geleni yaptım ve yapabileceğim başka bir şey yok.”

Şükran

   Şükran, mindfulness tutumları arasından bir diğeridir ve bizim üzerimizde muazzam etkisi vardır. Bu etkiler sadece psikolojimizi ya da zihinsel sağlığımızı etkilemekle kalmaz, fiziksel sağlığımızı da oldukça iyi yönde etkiler. Bunun doğruluğunu yapılan araştırmalarda da görmek mümkün. Yapılan bir çalışmada haftalık olarak şükran günlükleri tutan kişilerin stres faktörlerinin azaldığı, daha az fiziksel semptomları olduğu, bir bütün olarak yaşamları hakkında daha iyi hissettikleri ve gelecekleri hakkında daha iyimser tutumda oldukları tespit edildi. Ayrıca şükran tutumu yüksek olan kişilerde daha yüksek seviyelerde uyanıklık, coşku, kararlılık, dikkat, enerji ve uyku kalitesi görülmüştür. Şükran dolu insanlar yaşamın olumsuz yönlerini inkar etmemelerine veya görmezden gelmemelerine rağmen, daha düşük seviyelerde depresyon ve stres bildirirler. Şükran duymak için büyük şeyler yaşamamıza da gerek yoktur. Sizler de sadece her gece yatmadan önce var olduğu için şükran duyduğununuz 5 şeyi yazsanız bile kendinizde iyi yönde olan gelişmeleri göreceksiniz. O gün içinde duyduğunuz bir kuş cıvıltısı, güzel bir koku bile şükran duymamıza yol açabilir. Gören göz çok önemli!

    Yukarıda sizler için Midfulness tutumlarını sıraladık. Bu tutumlar bizim hayata daha olumlu ve gerçekliğiyle bakmamızı ve farkındalığımızı sağlayan mindful yaşam tarzının birer parçalarıdır. Siz de yaşamınıza meditasyonu katmak istiyorsanız Anbean App ile bu yolculuğa adım atabilir, birçok uzman psikolog ve mindfulness eğitmeni içeren ekibimizden bu konuda destek alarak yaşamınıza yeni bir yön verebilirsiniz.

Psikolojik İyi Oluş ve Öznel İyilik yazımızı okumak için buraya tıklayın.

Diğer Yazılara Göz Atın!

Bir Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir